Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, NTV canlı yayın konuğu oldu. Küresel finansal koşulların sıkı olduğu bir dönemden geçtiğimizi belirten Şimşek, Orta Vadeli Programda şunları söyledi: Birinci önceliğin enflasyonun yeniden tek haneye düşürülmesi olduğunu söyledi. “Bu zor bir süreç ama mümkün. “Geçmişte başardık, yine başaracağız” dedi.
Bakan Mehmet Şimşek’in açıklamalarından satırbaşları şöyle:
BÜTÇEDE BAZI BOZUKLUKLAR VAR: Küresel ekonomiye baktığımızda; Büyümenin düşük olduğu bir dönemdeyiz. Ortalama büyüme yüzde 3 civarında olacak. Bu doğal olarak düşük kabul ediliyor. Bunun pek çok nedeni var ama kısa vadede baktığınızda pandemiden sonra enflasyon yükselmeye başladı. Şu anda küresel finansal koşulların oldukça sıkı olduğu bir dönemdeyiz. MTP’nin üç temel bileşeni vardır. Bunlardan biri de ülkemizin karşı karşıya olduğu en önemli makroekonomik sorunlardan biri ile baş etme meselesidir. Enflasyonu makul seviyeye, tek haneye indirecek bir program. Enflasyonla mücadele programı orta vadeli programımızın en önemli hedefidir. Birinci önceliğimiz fiyat istikrarıdır. Hedefimiz 3 yılın sonunda enflasyonu tekrar tek haneye düşürmek. Bu zor bir süreç ama mümkün. Geçmişte başardık, yine başaracağız. Programın ikinci bileşeni mali disiplindir. Geçmişte AK Parti hükümetlerinin en güçlü yönü maliye politikasının çıpa görevi görmesiydi. Bütçe açıklarını düşük tutuyoruz ve bu sayede milletimize iş ve yatırım odaklı bütçeler sunmuş oluyoruz. Önümüzdeki 3 yıla baktığımızda hem depremin etkisi hem de geçmişte aldığımız bazı kararların etkisiyle; EYT gibi bütçede de bir miktar bozulma var. Hedefimiz deprem hariç bütçe açığını yüzde 3’e düşürmek. Üçüncü değerli içerik; yapısal reformlar. Şunu açıkça söyleyebilirim; Türkiye rekabet gücünü artıracak, verimlilikle büyüyecekse; Verimli alanlara yatırım yaparken mevcut kaynakların verimli kullanılmasına yönelik çok önemli bir yapısal dönüşüm çalışması olacak. Bunu geçmişte olduğu gibi sadece bir metin olarak sunmadık, aynı zamanda takvimlendirdik. Hangi reformları hangi kesimlerde yapacağımızı ortaya koyduk.
DEĞİŞİM MÜDAHALELERİ GERÇEK DEĞİLDİR: Üç aylık ve üç aylık bir geçmişi var. Talepler her zaman üç aylık bir süre içinde değişebilir. Buradaki resmi anlamaya çalıştık. Önce bir ekip oluşturuldu, Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde bir Bakanlar Kurulu oluşturuldu. Hazine ve Maliye görevi bana emanet edildi. Ayrıca güçlü bir ekip kurduk. Daha sonra durumu değerlendirdik. Enflasyon hedefimizi fazla iddialı bulanlar olabilir. O an mümkün olduğu kadar en gerçekçi rakamları sunmaya çalıştık. Benim izlenimim; Genel anlamda programın amaçları gerçekçidir. Burada enflasyona ilişkin tahmin değişiklikleri, tabloyu daha iyi anlamamızın bir sonucu olarak ortaya çıktı. İki ay önce küresel petrol fiyatları varil başına 70-80 dolar civarındayken, bugün 90’ların üzerine çıktı. Aralık 2021 ile yaklaşık Mayıs 2023 arasında döviz kuru belli bir seviyede tutuldu. Biz kendimizi özgür bıraktık. Doğal olarak döviz kuru etkisi var. Çünkü bir taraftan rasyonel politikalar diyorsunuz, sonra dövize müdahale diyorsunuz, bu doğru değil. Döviz kuru etkisi var. Geçirgenlik zamanla azalacaktır Herhangi bir döviz kurumuz yok. Aslında hiçbir varsayımın olmaması gerekir. Bir program yaptık, programın farklı aşamaları var. Bugün ile haziran arasında farklı bir bakış açısı… Şu anda küresel finansal koşullar sıkı. Risk iştahı zayıf. 2024 yılının ikinci yarısından itibaren dünyada faizlerin düşmesi enflasyonun düşmesiyle birlikte tartışılacak. Ancak büyüme beklentileri ve fon akımları farklı bir seyir izleyecektir. Dolayısıyla önümüzdeki yılın ilk ve ikinci yarısı için farklı bakış açılarımız var. Bizim bir döviz kuru varsayımımız veya hedefimiz olamaz.
KREDİ KARTLARI VE KREDİLERİN DÜZENLENMESİ: 1 Eylül itibarıyla yıllık kredi kartı kredi hacminde yüzde 140 civarında artış yaşandı. İki kattan fazla enflasyon. Bu kadar yüksek kredi hacmiyle enflasyonu ve cari açığı kontrol altına alamazsınız. Niceliksel sıkılaşma diye bir kavram var. İlk adımı orada attık. KKM’den yanıt gelmedi, yanıt verdik. Daha değerli konular var. Taşıt kredilerinde çok net sınırlayıcı bir bakış açımız var. İlk ev için kredilendirmede herhangi bir değişiklik yapmayacağız ama vatandaşın ikinci, üçüncü evini veya tatil beldelerindeki yerleri alma imkanı varsa onu alacağız ama krediyle desteklemeyeceğiz. Bu alandaki krediyi önemli ölçüde sınırlandıracağız.
35 MİLYAR DOLARLIK DÜNYA BANKASI PAKETİ TÜRKİYE’YE SUNULACAK: Türkiye’de program ve yatırım için kaynak aramaya başladığımızda ilk olarak dost ülkeleri ziyaret ettik. Birleşik Arap Emirlikleri büyük ilgi göstererek yaklaşık 51 milyar dolar değerinde bir program açıkladı. Bu programın değerli bir bileşeni de beyin sarsıntısının yaralarını sarmak, 8,5 milyar dolarlık tahvil ihracını gündemde. Bu yıl bitmeden 8,5 milyar dolarlık tahvil ihracının gerçekleşeceğini düşünüyorum. İhracatın finansmanı için de 3 milyar dolarlık tahvil ihraç edeceğiz. Toplam 11,5 milyar dolarlık tahvil ihracının bu yıl tamamlanması bekleniyor. BAE’nin 51 milyar dolardan yaklaşık 27 milyar dolarını yenilenebilir enerjiye yatırması gündemde. Tabii bu depolamadan güneş, rüzgâr vb. başta teknoloji olmak üzere sanayi, turizm yatırımı öngörüyorlar. Merkez Bankası Başkanımızla birlikte Dünya Bankası lideriyle uzun bir toplantı yaptık. Onlara programımızı anlattık. Ayrıca programımızı desteklemek için mevcut 17 milyar dolarlık planlamaya ek olarak 18 milyar dolar daha tahsis edeceklerini söylediler. Dünya Bankası’ndan toplam 35 milyar dolarlık paket Türkiye’ye sunulacak.
KKM YAPAN VATANDAŞLARDA DİKKATE ALINMASI GEREKENLER: Döviz kurunun korunması konusunda fazla konuşmayı tercih etmiyorum. Önceliğimiz programın uygulanmasıdır. Önceliğimiz rezerv biriktirmek. Bunları başarabildiğimiz ölçüde döviz riskinden korunma stratejimizden çıkış stratejimizi hayata geçireceğiz. Bir stratejimiz var mı? Yaparız. Buraya da yavaş yavaş gideceğiz. KKM yapan vatandaşların teselli edilmesi lazım, şimdilik devam edecek. (HABER MERKEZİ)
